Yıllar önce kamu ve özel sektörlerde bulunmuş ve şimdilerde dışardan edindiğim gözlemlemlerime ve eğitim sonrası gelen sonuçlara dayanarak söylemeliyim ki işini huzurla yapabilen çalışan fazla kimse yok. Tamda bu esnada akla gelen soru, iş ve çalışma psikoloji arasındaki bağın yetersiz oluşuyla yakında ilgilidir. İŞ; Kamu ve özel sektörlerde sosyal ve güdüsel faktördür. ÇALIŞMA, kişinin bedensel, zihinsel olarak emek vermesi ve bundan ekonomik, psikolojik, sosyal kültürel rolleri açısından doyum sağlanması durumudur. Kısacası başkaları için değer üretmektir.
DAVRANIŞ, ise bir kimse ya da bir olay karşısında alınan durumdur. Buradan çıkarılacak sonuç, günümüzde de olduğu gibi durum karşısında davranışın değişmesi de mümkündür. Ama olumlu ama olumsuz. Çünkü davranışlar, insanın kişiliklerinin önemli göstergesidir. Olumlu yaklaşımı, kendini olayları kontrol eden, yaratıcı düşünme ve planlamayı uygulayan iyimser iyi iletişim kurandır. Tamda bu esnada şunu söylemek yerinde olur. Psişik sorunlardan bahsetmeden geçilemez. Stres, Depresyon eğilimleri, ümitsizlik, içine kapanma, öz saygının zedelenmesi kimlik krizine yol açan ana sebeplerdir. Verdiğimiz eğitimlerin çoğu davranışın kullanımına yönelik mübalağa teknikleridir.
Bu tekniklerle ister yönetici ister şef(lider) ister işçi ve memur olsun tüm çalışanların kimlik bilgileri, kişilik problemlerine etki eden neler varsa çalışma teknikleri doğrultusunda vuku buluyor. Kişinin kendinde daha önce fark edemediği veya “neden böyle?” diye kendine sorduğu tüm soruların cevabını yine kendisinde bularak, problem gibi çözümünde kendisinde olduğu gerçeğiyle yüzleşiyor. Ne var ki bu uygulamalı eğitim seminerlerimiz, çalışanlar tarafından önce yadırganıp sonra ise ne kadar önemli olduğu gerçeğini kabullenerek, kendi yoluna nasıl devam edeceğini, yine kendisi karar veriyor olmasıdır. Kurum tarafından verdiğimiz eğitimin, iş ile ilgisiyle beraber çalışanın, kişiliğinin temelinde neler varsa, fark etmesinin ardından iş konusunda başarıya gidilmesi gerektiğini düşünce ve beceriyle harekete geçirebiliyor olması, huzur ve mutluluğun kanıtı değil de nedir?